Mittwoch, 13. April 2011

Tetikçinin kaderi


İttihat Terakki’nin önemli isimlerinden Ali Fuat Erden hatıratında der ki, “Cellatlara ve katillere karşı minnet borcu ağırdır. Kirli işlerde kullanılan vasıtalar, ihtiyaç ve istimal zamanında lüzumludurlar; fakar kullanıldıktan sonra baş üstünde taşınmayıp, izale edilmeleri gerekir”.

Tetikçi Ogün Samast, Hrant Dink cinayeti davasında mahkemeye bir mektup yazıp, bir iki şey çıtlatacak oldu da aklıma geldi işte.

Ali Fuat, İttihat Terakki’nin çekirdek kadrosuna çok yakın bir isim. Uzun süre Cemal Paşa’nın emir subayı olarak görev yapmış. İttihatçı tetikçileri ve akıbetlerini iyi bilen bir isimdi hiç şüphesiz.

Sonra Orgeneralliğe kadar yükseldi. Turancılık davasında Alparslan Türkeş’i beraat ettiren hakimdi. Hitler’in karargahında takılmışlığı ‘Führer’in bizzat kendisinden harekat brifingi almışlığı da vardır.

Ali Fuat’ın yediği haltları anlatmaya kalkarsak bu bahis uzar gider. Konumuza dönecek olursak...

Ali Fuat Suriye cephesinde Cemal Paşa’nın yanında iken, Serezli Çerkez Ahmed denen çok meşhur bir tetikçi vardı. 31 Mart Vakası öncesi oluşturulan Serez Çetesi’nin en gözükara adamlarından biriydi. Ermeni soykırımı sırasında Van’a gönderilmişti. Burada uyguladığı vahşet Ermenileri boğazlama konusunda ihtisas yapmış bölgedeki Kürt aşiretlerini dahi hayretler içinde bırakmıştı. Sonra İttihatçılar ona Meclis-i Mebusan üyeleri Krikor Zohrab ve Vartkes Serengülyan’ı öldürttü. Hemen ardından da askeri mahkemede yargılanıp asıldı.

İttihat Terakki’nin en gözü kara tetikçilerinden Yakub Cemil de, 1913 darbesindeki en etkili isimlerden biriydi. Bab-ı Ali baskınında Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa’yı “bu adama laf anlatılır mı” diye alnından vurup öldürmüştü. Sonra Erzurum ve Bitlis’te Ermeni avına gönderildi. Emrinde cezaevlerinden toplanmış 2 bin katil vardı. Bu birlik Erzurum’da tek bir Ermeni bile bırakmadı. Sonra o da İstanbul’da kurşuna dizilerek öldürüldü.

1915’te Diyarbakır çevresinde namlı bir eşkıya olan Şaftanlı Amero Vali Dr. Reşid ve Vali Vekili Feyzi Bey tarafından 636 Ermeni önde gelenini öldürmek için görevlendirilmişti. Amero “büyük varlık göstererek” bu görevi başarıyla yerine getirdi. Dr. Reşid onu madalya vaadiyle Diyarbakır’a çağırdı ve burada 10 Çerkez tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.

Kör Nuri olarak tanınan Sarkışla Jandarma Komutanı Yüzbaşı Nuri Bey, kendisine gönderilen emirler doğrultusunda amele taburunda yer alan ikibine yakın Ermeni askeri öldürdü. Bu katliamın emrini verenler, onu kısa bir süre sonra tutuklattı ve idam ettirdi.

Trabzon’da binlerce Ermeni’yi öldüren Yahya Kaptan’ın sonu da aynı oldu. Rivayetlere göre Yahya Kaptan teknelere Ermenileri doldurur, Karadeniz’e açılır ve kurbanlarını süngüledikten sonra denize atardı. Onun yakın arkadaşı Topal Osman da aynı vazifeyle meşguldu. Mustafa Kemal’e muhalif bir milletvekilini öldürdükten sonra derdest edilip kafası kesildi. Sonra idama mahkum edilince cesedi mezardan çıkarılıp Ulus Meydanı’nda ayaklarından asıldı. O vaziyette üç gün asılı kaldı.

Bir de Eyüplü Deli Halid vardır. Ermeni tehciri sırasında Doğu Cephesinin komutanlarından. Savaş meydanındaki gözükaralığı yüzünden kendisine “Deli” lakabı takıldı.

Rivayete göre, Dersim’e gelmiş 1915 yılında Deli Halid. Aşiret ağaları toplanıp Mila Dağı’nın eteğinde kurulan çadırına gitmişler. O sırada Ruslar top ateşine başlamış. Halid Paşa top mermileri sağa sola düşerken hiç istifini bozmamış. Ağalar da ona uymuşlar. Bu sırada bir top mermisi çok yakına düşmüş ve Hozatlı Hasan Ağa ölmüş. Bunu gören Koçanlı İdare Ağa yürümüş Deli Halid’in üstüne ve bağırmış “Sen deli değil, zırdelisin”.

Deli Halid ordusu ve çeteleriyle birlikte Birinci Dünya Savaşı sırasında bölgedeki Ermenileri katlederek Kars’ı, Ağrı’yı, Sarıkamış’ı, Gümrü’yü aldı. Sonra Kurtuluş Savaşına katıldı ve Cumhuriyetle birlikte de adı Halid Karsıalan olarak anılmaya başlandı. 9 Şubat 1925’te İstiklal Mahkemelerinin şefi Kılıç Ali ile Meclis’te kavga ederken sırtından vuruldu. Kimin vurduğu da hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Meclisteki bir odada, beş gün boyunca korkunç acılarla can çekişerek öldü.

Ermenilere karşı kullanılan tetikçilerin büyük bölümü benzer şekillerde öldürüldü. Bunlar Ogün Samast gibi çoluk çocuk takımından da değildi. Kurt gibi adamlardı ama pek azı sağ kalmayı başarabildi.

Eee Ogün Samast. İki astsubay seni öptü diye paşa mı yapacaklar zannettin? Daha seni çok öperler...


(08 Nisan 2011 tarihinde Yeni Özgür Politika gazetesinde yayınlanmıştır)

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen