Freitag, 2. März 2012

Roger Waters’ın İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadelesi



Roger Waters İngiltere’nin sömürgecilik tarihiyle gurur duymadığını söylemiş. 2004 yılında İngiltere’de çıkan av yasasını beğenmeyip ülkeyi terk etmişti. En azından geçen süre içerisinde ülkesini terk etmek için kendince daha geçerli sebepler bulmuş.
Waters’ın İngiliz sömürgeciliği konusundaki açıklamalarının nedeni Falkland Adaları konusunda İngiltere ve Arjantin arasında son dönemde artan gerilim. Waters Falkland Adalarının İngiliz olmadığını ve Arjantin’e geri verilmesi gerektiğini savunuyor.
***
Falkland Adaları Atlantik Okyanusunun güneybatısında Arjantin’in burnunun dibinde iki büyük ada merkezli bir ada topluluğu. 18. yüzyıldan bu yana İngilizlerin elinde sömürge. 1982 yılının Nisan ayında Arjantin’deki askeri cunta (evet aynen o binlerce insanı askeri helikopterlerden denize atıp köpekbalıklarına yem eden cunta) “Las Malvinas”ı yani Falkland Adalarına çıkarma yapmıştı.
Tuhaf bir savaştı. Aydınlar, demokratlar hangi tarafta yer alacaklarını şaşırdı. Bir tarafta onbinlerce insanın katili, kirli savaşı siyaset terminolojisine kazandırmış bir cunta, diğer tarafta İngiliz sömürgeciliği.
İngiltere’de o dönem “Demir Leydi” Margaret Thatcher iktidarda. İçeride kolay bir iktidar dönemi yaşamayan Thatcher muhafazakar duyguları ayaklandıracak böyle bir savaş fırsatının üzerine atlamakta bir an bile tereddüt etmedi. Nisan ayında işgal edilen Falkland’lar iki aydan kısa bir süre içinde geri alındı. (Bu iki ayın önemli bir bölümü donanmanın Falkland’a varması için gerekli olan yol süresiydi)
Bazı Arjantinliler Maradona’nın eliyle attığı golle İngiltere’yi 1986 Dünya Kupasından elemesiyle Falkland’ın rövanşını aldığını düşündüler. Bunların arasında bizzat o golün sahibi Maradona da vardı.
***
Falkland için İngiliz medyasını karıştıran sözleri sarf eden Waters, Falkland Savaşının hemen öncesinde Bobby Sands ve dokuz arkadaşının hayatını kaybettiği açlık grevleri ve Thatcher’ın demir leydi pozları konusunda pek bir şey söylememiş olması oldukça ilginç. Waters’ın o dönem söyleyemediğini Sinn Fein liderlerinden Danny Morrison 1982’de söylemişti: “Thatcher bizim gördüğümüz en adi insandır”.
***
Aslında bu bugün Türkiye’de Kürt sorunu konusunda birçok Türk aydınının içinde olduğu tutuma çok benziyor.
Waters Falkland Savaşından 30 sene sonra bu konu hakkında konuşmaya cesaret edebildi. İngiliz sömürgeciliği hakkında da ilk kez bu kadar net ve açık bir şekilde konuştu. Kuzey İrlanda konusunda ise konuşmasına gerek kalmadı, zira o cesaretini toplayana kadar sorun büyük oranda çözüme kavuştu.
Yine de bireylerin teker teker milletlerin suçlarını, milletlerin kirli tarihini itiraf edebilmesi önemli bir şey. Bunun sorumluluğu altına girmeleri, kendilerini sorumlu hissetmeleri daha da önemli.
Bu itiraflardan en büyüğünü Cezayir Savaşı sırasında Jean Paul Sartre yapmıştı, “sömürgecilik bir sistemdir, hepimiz katiliz” diyerek. Bu sözlerinin ardından Sartre’a tam bir linç uygulandı. Fransız vatandaşlığından çıkarılmak dahi istendi. Ta ki Charles De Gaulle araya girip “Sartre Fransa’dır” diyene kadar. Aynı Gaulle 1968 yılında Sartre’yi kamu düzenini bozmak suçundan affederken “Voltaire’yi tutuklayamazsınız” diyecekti.
Velhasıl bizim memlekette aydın kesiminin ana eğilimi Waters’ınkinden bile daha geri ve cesaret yoksunudur. “Hepimiz Ermeniyiz” “Hepimiz Kürt’üz” diyenleri vardır (o da azınlıktadır) ama Ermenilere karşı, Kürtlere karşı işlenen tarihsel suçların sorumluluğu alanların sayısı pek azdır.
Eh “Hepimiz Ermeniyiz” en fazla bir sempatiyi, biraz daha zorlarsak empati kurma çabasını ifade eder.
Hepimiz Katiliz” demenin yükü öyle kolay taşınmaz.

(3 Mart 2012, Yeni Özgür Politika)

4 Kommentare:

  1. Keşke az biraz okusanız dinleseniz yorum yapmadan önce, eleştirmeden önce, 30 sene önce de eleştirdi Roger Waters.

    AntwortenLöschen
    Antworten
    1. Roger Waters'ın Falkland Savaşına en zorlama yorumla "gereksiz" dediği The Final Cut'tan bahsediyorsanız bugünkü yorumlarının yanından bile geçemez. Waters hiçbir zaman "Falkland İngiliz değil" demedi, Latin Amerika'ya gidip "Ülkemin sömürgeci geçmişinden gurur duymuyorum" da demedi."Benim babam savaşta öldü. Savaş gereksiz" mealinden şeyler söyledi en fazla. Roger Waters hakkında hem beni, hem tüm İngiliz basınını terk köşeye yatıracağınız buyrun açıklayın...

      Löschen
  2. insanlar değişebilir 30 yılda bambaşka bir insan olursun.fikirlerin değişir söylemeyi düşünmediğin şeyi söylemeye karar verirsin.Eskiden niye söylemedi demek son derece saçma

    AntwortenLöschen
  3. The Final Cut'ta gercekten onemli elestiriler vardir aslinda. "Maggie, over lunch one day,
    took a cruiser with all hands" der ki sarkinin adi da 'Get your filthy hands off my desert'tir. Ayrica acilis sarkisi Post War Dream'de 'should we shout, should we scream? what happened to the post war dream? Oh Maggie, Maggie what did we do?' demistir. Burdaki Maggie, Theatcher'dan baskasi degildir. Yani 'Cek o pis ellerini topragimdan' isimli sarkida 'Maggie bir ogle yemegi sonrasi bir kruvazor aldi' (ki oncesinde de Brejnev'in Afganistan, Begin'in Beyrut isgallerinden bahseder). 'Savas sonrasi ruyasi' sarkisinda da 'bagirmali miyiz, haykirmali miyiz? ne oldu o savas sonrasi ruyasina? Ah MAggie ne yaptik biz?' demis adam, bunlari olaylarin tam da guncel oldugu zaman soylemis. Yani 30 yil once de elestirmis olani biteni, gayet de sert bir dille. Ben 30 yil onceki elestirisini degil, bugunku elestirisini basit ve hafif buluyorum. Bu aciklamayi Ingiltere'de de yapabilmeliydi. Konunun ozunde Pink Floyd'un hatta butun rock muzigin zaten somuren ulkelerde ortaya cikmasi, o somuru kulturu olmasa o yillarda bu kadar palazlanamayacagi da ayri bir konudur tabii ki.

    AntwortenLöschen