Freitag, 3. Februar 2012

Zenci Mandela, Cahil Auster


1992 yılında Nelson Mandela, Atatürk Barış Ödülü’nü reddettikten sonra ödülü dağıtan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 1993, 1994’te ödülü verecek kimse bulamadı.


Bir arkadaşın ortaya attığı “Türk’ün Türk’ten ve Bernard Lewis’ten başka dostu yoktur” şiarı ile ödül, 1997’de Bosna Hersek’te görev yapan Türk Barış Gücü Görev Kuvveti’ne, 1998’de Dr. Bernard Lewis’e, 1999’da rahmetli Haydar Aliyev’e, 2000’de de rahmetli Rauf Denktaş’a verildi.  


Belki bilmeyenler vardır. Bernard Lewis dediğimiz adam ABD’li bir tarihçi. 1961 ve 1968’de “Modern Türkiye’nin Ortaya Çıkışı” kitabının iki baskısında da Ermeni Soykırmını “1,5 milyon Ermeni’nin yok edildiği 1915’teki korkunç Holocaust” olarak tanımlamıştı. Daha sonrasında “1915’teki korkunç katliam” demeye başladı. En nihayetinde de Ermeni Soykırımının tanınmaması için ABD Kongresine çağrıda bulunan akademisyenler arasında yerini aldı.


Edward Said’in “Oryantalizm” kitabı neredeyse baştan aşağı Lewis’in temsil ettiği Batılı aydın, bilim insanı yaklaşımının eleştirisidir. Kitap yayınlandıktan sonra Lewis’in Doğu’yu ele alırken izlediği tüm metodoloji rezil olduğundan akademi çevrelerinde pek bir itibarı kalmamıştır.


Ama işte Ankara’ya sorarsanız Türk dostu, pek muhterem bir şahsiyettir. (Aman onun Yahudi kökenli olduğunu, İsrail’i sık sık ziyaret ettiğini söylemeyin Nagehan Alçı kendisini cırmalayabilir)


Bu dost Lewis de Türkiye’deki AKP rejimine karşı biraz çark etmiş gözüküyor. Türkiye’nin yeni İran olabileceğini, AKP’nin iş dünyası, akademisyenleri, medyayı ve yargıyı konrolü altına aldığını söyelen Lewis, Türkiye’nin giderek daha da İslamcılaşacağı öngörüsünde bulunuyor. (Yahudi ya kesin ondandır.)


Lewis’e açtığımız bu büyük parantezin ardından konumuza dönecek olursak Mandela ödülü reddettiğinde Türkiye medyası adamın üstüne çullanmıştı. Daha önceki haberlerde “Siyahi lider”, ANC’nin lideri olarak nitelendirilen Mandela “Zenci lider” olarak sıfatlandırılmaya başlanmış ve Kürtler yüzünden ödülü almadığı öne sürülmüştü.


Yıllar sonra Mandela’nın ödülü almamasında Kürtlere yönelik kirli savaşın etkisi olmakla beraber asıl nedeninin bir önceki ödülün 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren’e verilmesi olduğu ortaya çıkmıştı.

***

Günümüzde benzer bir hava, Türkiye’ye antidemokratik yasaları olduğu için gitmeyeceğini açıklamasının ardından, ABDli yazar Paul Auster için estiriliyor. Özellikle AKP ve AKP yanlısı basın Auster’e en üst perdeden sallamaya başlamış durumda. Ama bütün bu yaygara Türkiye’yi de AKP’yi daha fazla rezil etmekten başka hiçbir işe yaramıyor.


Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, ABD’li yazar Paul Auster’e “cahil adam” diye seslenirken ülkesinin 1992’den hiç de farklı olmayan bir şekilde dünyaya nasıl rezil olduğunun portresini çizdi. Türkiye’nin Batı dünyasında itibarsızlaştığının, kendi bölgesinde yalnızlaştığının da oldukça farkında.


Bu yüzden Erdoğan Auster’in açıklamalarını hafife alarak, ünlü yazarın bu boykotunu ülkeye bir turist eksik gelmesi şeklinde algıladığını gösteriyor.

Cehalet hangisinde artık siz karar verin.

(4 Şubat 2012 - Yeni Özgür Politika)

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen